Maden Şehri Essen (ALMANYA)

Maden Şehri Essen

Almanya'nın Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinde yer alan Essen, tarihi özellikleri, kültürü, nüfusu ve sosyal yaşantısı ile öne çıkan önemli bir kentdir. Bir zamanlar kömür ve demir deposu olan kentin her kömür mahzeninde Türkiye'den gelen işçilerin emek ve alın teri vardır. Hiç gün yüzü görmeden emekli olan işçilerin anılarını dinlemek bizi hüzünlendirse de, emeğin ve alınterinin kıymetini de anlamamızı sağlar. Güneş doğmadan mahzene inip, güneşin batışı ile çıkan türk işçileri, çalıştıkları zor koşulları anlatırlar.
Ülkenin en büyük dokuzuncu, Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin de dördüncü büyük şehridir. Nüfusu yaklaşık 590.000 civarındadır.
1811'de Friedrich Krupp'un burada temellerini attığı ilk sanayi kuruluşlarıyla büyüyüp gelişmeye başladı. Birinci ve ikinci dünya savaşında şehir ağır bombardımana maruz kaldı. Ancak 1945'ten sonra yeniden yüzlerce fabrika kuruldu, başta çelik olmak üzere birçok sanayinin (özellikle kimya ve elektronik) geliştiği bir kent oldu. Krupp Ailesinin Osmanlı ile demir ve çelik alanında yaptığı anlaşmalar, tarihte demiryollarının yapımına katkı sağlamıştır.
Essen kömür, çelik ve demir üretiminin zirve yaptığı zamanlarda Almanya'nın en canlı şehriydi. Ancak madenlerin birer birer kapanmasına, insanların işsiz kalması da eklenince nüfus giderek düştü. Fakat hala bir sanayi ve maden kenti olarak görülür. Savaş zamanlarında ülke ekonomisine ve endüstrisine katkı sağlamıştır.
Essen'in iklimi ise kışın bol yağışlı, yazında serin bir havası vardır. Yeşil alanları fazla ve ağaçlıkları yoğun bir şehirdir.
Merkezi bir yerde olduğu için ulaşımı harikadır. Kendi adıyla Üniversitesi vardır.

Essen'de muhakkak görmeniz gereken yerler:
Zeche Zollverein: Şehrin en turistik yeri olan mekan, 1986'ya kadar kömür ocağı olarak kullanılmıştır. Yaklaşık 15 yıl önce UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ne dahil edilmiştir. Kömür yatakları bakımından Avrupa'nın en zengin ülkelerinden biri konumunda bulunan Almanya'nın, geçtiğimiz yüzyıllarda bu cevheri işlemek için kurduğu en muazzam maden ocaklarından biri olarak ünlenmiştir. Almanya'nın maden işleme teknolojisinde geçirdiği evrimi anlamak adına da ziyaret edilebilir.
Villa Hügel: Alfred Krupp tarafından 1870 ve 1873 yillarinda yaptırılan 269 odalı malikâne Krupp ailesinin ve sanayi devinin evi olarak kullanılmıştır. Çalışanlarıyla beraber evde 640 kişi bulunuyordu. Malikane zamanının ilerisinde teknolojik gelişmeleri barındırıyordu. Bunlardan bazıları merkezi sıcak hava ile ısıtma sitemi su, gaz ve elektirik telefon şebekesi hatta kendine ait bir demir yolu ağı bile bulunmaktadır. Ruhr Vadisi ve Baldeneysee üzerinde harika bir konuma sahiptir. Günümüzde bu villada düzenli olarak etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Tarihi eve ait bazı koleksiyonları, evin müze hali sürekli bir şekilde turistlerin ziyaretine açıktır. İlginin yoğun olduğu Villa Hügeli ziyaret etmeden Essen şehrinden ayrılmayı aklınızdan geçirmeyin.
Baldeneysee nehri boyunca spor aktivitesi yapan gençlere ve yürüyüş yapan yetişkinlere rastlamak olağan bir haldir. Yemyeşil ağaçların adeta korumaya aldığı nehir oldukça uzundur.
Aalto Theater: Ünlü finlandiyalı mimar Avlar Aalton tarafından yapılmış opera evi mimari yapısı oldukça ilginçtir. Binanın şekil olarak notalardan oluşan mimari yapısı görülmeye değer. Büyük bir sahnesi ve özel tasarım odaları ile kültürel etkinliklerin çok yoğun yaşandığı bir mekana ev sahipliği yapan Essen şehri, yerli ve yabancı oyunların sergilendiği bir tiyatro olan Aalto Theaterya sahiptir. Kostüm ve dekor odalarının büyüklüğü sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yaparken, sanatseverlere de unutulmaz dakikalar yaşatır.
Folkwang Museum: Essen'de faaliyet gösteren bir sanat müzesidir. 19. ve 20. yüzyıla ait resim ve heykellerin bulunduğu endüstriyel tasarım müzesidir. 1902 yılında açılmıştır. Çağdaş sanat alanında bölgenin öncü kurumlarından biri haline gelmeyi başaran müzede empresyonist, ekspresyonist, sürrealist birçok eser sergilenmektedir. Buna ek olarak el sanatları, grafik ve fotoğraf nesneleri de sunulmaktadır. Enstartete Kunst Eylemi'nden sonra müzedeki yaklaşık 1400 eser kaybolmuştur. Ancak savaşın ardından bu esksikler tek tek bulunmuş veya satın alınarak yerine konmuştur. Çağdaş sanatlara ilgi duyanların Essen seyahatinde mutlaka uğraması gereken ilginç bir müzedir.
Essen Grugapark ve Botanik Bahçesi: Eğitim ve araştırma için 1927'de kurulan bahçe II. Dünya Savaşı yıllarındaki bombardıman sonrası ağır hasar görmüştür. Ancak 1965 yılında yeniden oluşturulan bahçe eski kimliğine kavuşmayı başarmıştır. Şu anda yüzlerce farklı türe ev sahipliği yapan parkta dağ bitkileri, Asya kıtasına ait özel ağaç türleri, defne, limon, incir, söğüt, hurma, tropikal ağaç türleri vs. bulunmaktadır. Bu botanik bahçe sadece Essen'in değil Avrupa'nın en büyük bitki koleksiyonlarından birine sahiptir. Rehbersiz gezerseniz kaybolma ihtimalini mutlaka düşünmelisiniz.
Alte Sinagog: Günümüzde Essen'de Yahudi kültürünün en önemli merkezi konumundaki dini mekandır. Aynı zamanda II. Dünya Savaşı yıllarına kadar tüm Almanya'da Yahudilerin en mükemmel mimariye sahip eserlerinden biridir. 1913 yılında inşa edilen 'Alte Sinagogu' bugün toplantılar ve tartışmalar için açık bir ev olarak kullanılmaktadır. Bu sinagog Yahudilerin dini tarihi ve kültürü hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlerin uğrak mekanı olmuştur. Herhangi bir saldırı ihtimaline karşı Sinagog yirmidört saat poliş nezaretinde korunmaktadır.
Çok geniş yeşil alanları, şehri boydan boya ayıran nehriyle Essen bir alışveriş cennetidir. Avrupanın en büyük kapalı alışveriş mekanı da Essende bulunmaktadır.
Şehir yüzbir (101) ırka ev sahipliği yapar.
Almanya deyince ilk gezilecek yer olarak akıllara Berlin gelse de, yoğun bir türk nüfusu, irili ufaklı cami ve mescitleri ile Essen görülmeye değer bir şehirdir.

Yazı ve Fotoğraflar
Bawer Zelal Kaya














Yorumlar

Popüler Yayınlar